Öğretmenlik ne demekti?
Öğretmenlik hayaldi bizim için. İlkokul sıralarında büyüyünce ne olacaksınız? sorusuna verdiğimiz cevaptı. Yeni şeyler öğrenmenin, öğretmenin verdiği keyifti. Ülkenin yarınları olan gençlerle vakit geçirmekti. Onlarla dertleriyle dertlenmek sevinçleriyle mutlu olmaktı öğretmenlik. Onlara hazırlamaktı yıllarca kendini. Gerektiğinde anne-baba şefkatini göstermekti. Yeri geldiğinde bir dostun sıcaklığını… Öğretmenlik kutsaldı. Ona kutsallığını veren Hz. Allah’ın ilk gönderdiği ayet”İkra” yani “Oku!” hitabındaydı. Hz. Peygamber efendimiz sav’in “Beşikten mezara oku” Hadis-i Şerifiydi. Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” sözüydü.
Bana bu dizeleri yazdıran duygular branşıma, öğretmenlik mesleğine olan sevgimdi. Deli taylar dolaşıyordu üniversite yıllarında içimde. Tarih dersini bir başka anlatmalıydım. Ders kitaplarında siyasi tarih içine sıkışmış karakterleri özgür bırakmalıydım. İki cümleyle geçiştirilen tarihi mekanları büyük usta Prof. Dr. Halil İnalcık gibi öykülerini anlatarak videolarını izleterek anlatmalıydım. Tarihi şahsiyetlerin hikayelerini anlatmalı siyasi ve kültürel tarihi sevdirebilmeliydim. Orta Asya Bozkırlarından, Zağros Dağlarına, Mezapotamya’dan Anadolu’ya sürmeliydim atları. Tarih öğretmeni olmanın hakkını verebilmeliydim. Sonra ne mi oldu?
Öğretmenlik ve diğer üniversite mezunlarının yaşadığı gibi KPSS çıktı karşıma. Bir dene. İki dene. Yılların, maddi ve manevi emeklerin, hayallerin içine yerleştirilen sınavdan geçemedim. Bu arada askerliği aradan çıkartmak için askere gidip geldim. Ardından özel sektörde işe başladım. İş ayrımı yapamazdım. Mezun olalı 2 yıl olmuş KPSS hazırlık ve askerlik masraflarını bitirmeden üniversite okurken aldığım öğrenim kredisinin geri ödeme zamanı gelmişti. Ne yapmalıydım şimdi? Liseden mezun olup üniversite okumayan arkadaşlarım çoktan askere gidip gelmiş meslek sahibi olmuş düğün yapacak imkana kavuşmuşlardı. Bismillah deyip sırasıyla farklı sektörlerden işlerde çalıştım. Yük taşıdım, pazarcılık yaptım, satış pazarlama işinde çalıştım. Tıpkı meslektaşım olup atanamayan binlerce arkadaşım gibi.
Her şey nasip kısmet. Siz KPSS için elinizden geleni yaptınız defalarca denediniz olmuyorsa vardır bunda bir hayır diyerek hayata devam etmelisiniz. Moralinizi bozmayın. Gücenmeyin. Hayata küsmeyin. Çalıştıktan sonra her yerde rızkınızı bulacağınızdan şüpheniz olmasın. İşte atanamayan öğretmen adayı kardeşinizin özel sektör hikayesi böyle. Peki siz hangi işlerde çalıştınız? Sizin hikayenizi dinleyelim…