Şiir, misafir yazarımız Şerife Şevval Kardelen hanımefendi tarafından kaleme alınmıştır.
Maksadımız kuru kuruya Osmanlı seviciliği yapmak değildir. Her satırda, her mısrada insanlık tarihinin en büyük medeniyetinden izler bulacaksınız.
Osmanlı ruhu nedir?
- Önce kalpleri fethettiler.
- Kılıç yerine kalem oldular, kalkan yerine kitap oldular, mızrak yerine mızrap oldular gönül sazlarına.
- Yanık ney oldular sufinin meşkine.
- Itri oldular nağme nağme fethettiler gönülleri.
- Aşık oldular aşk ile mısra mısra dirilttiler zihinleri.
- Irk bilmediler, mezhep bilmediler, ayrılık bilmediler.
- Elif gibi diktiler savaşta, Vav gibi eğildiler zaferde.
- Osmanlı böyle doğdu.
- Osmanlı ruhu böyle yaşadı, yaşattı.
- Evlatlarına böyle bir ruh bıraktı.
- Orta Asya steplerinden doğan ve usulca Anadolu’ya akan ince bir dereydik. Yağmur sularından, kar tanelerinden beslendik.
- Anadolu’nun mümbit topraklarını sabırla dolandık, inançla çapaladık, duayla suladık.
- Ahiyan-ı Rum, Baciyan-ı Rum tohumlar ekti, damla damla Fatiha okudu, çisil çisil salavatlarla büyüttü ektiklerini.
- Koç yiğitler bitti topraklarımızdan. Adı güzel kendi güzel, gönlü güzel yiğitler nam saldı diyarlara.
- Bileği kuvvetli, yüreği geniş, kalbi şevkatli bilgeler hüküm sürdü topraklarımızda.
- Eli açık, gözü tok, merhameti deniz, iradesi çelik, sabır taşına inat gül yüzlü kahramanlar doğdu.
- Deremizi çağlatılar, ırmak ettiler.
- Asya steplerinden Anadolu bozkırına aktılar. Dervişan, müridan, muhibban, sadıkan gürül gürül aktılar; Horasan erenlerine, Şirvan pirlerine, Erdebil dervişleriyle hemhal oldular.
- Bir oldular, birlik oldular suladılar bozkırı bereket getirdiler, rahmet getirdiler, aşk getirdiler.
- ‘Huu’ dediler, ‘Hayy’ dediler, ‘Hakk’ dediler maya çaldılar Anadolu toprağına.
- Tohumları fide ettiler, gün doğmadan okudular, gün batmadan secde ettiler onu verene.
- ‘Ya Mevla’ dediler, ‘Ya Hayyum’ dediler, ‘Ya Kayyum’ dediler bir elden aldılar, öbür elle verdiler şifa arayan ruhlara.
- Derdi olana ‘Ya Şafii’ dediler, aç olana ‘Ya Rezzak’ dediler, zulme uğrayana ‘Ya Muntekim’ dediler dua ettiler, sırtlarını sıvazladılar.
- Düşmana korku, mümine cesaret verdiler, dağ oldular yaslandı tüm insanlık.
- Fideleri ağaç ettiler.
- Dallarını gölge ettiler insanlığa. Yaprak yaprak saçıldılar, güneşe açıldılar.
- Gören göz, işiten kulak, veren el, seven kalp oldular.
- Aşıklar diyarında Yunus oldular, ozanlar diyarında Karacoğlan oldular, Ehlibeyt’in hatırasında Emir Sultan oldular.
- ‘Huu’ dediler, ‘Hayy’ dediler, ‘Hakk’ dediler, bir oldular, diri oldular, birlik oldular.
- Irmakları çağlattılar akarsu ettiler.
- Gürül gürül coştular, coşturdular suları akıttılar ovalara Söğüt’e vardılar.
- Söğüdün dallarında huzur verdiler, sükun verdiler, adalet verdiler. Darda kalana omuz verdiler, yolda kalana yoldaş oldular, ağlayanla ağladılar, gülenle neşelendiler.
- Gözlerini ufka diktiler. ‘Ya Celil’ dediler zalime hiddetlendiler, yürüdüler ‘Ya Müntakim’ dediler mazlumun hesabını sordular.
- Fevc fevc ufuklara aktılar, kaleler, beldeler, sancaklar fethettiler.
- İndiler nallarından ateş çıkartan atlarından secdeye kapandılar, ‘Ya Allah’ dediler, ‘Malik ül Mülk’ sancağını burçlara diktiler.
- Elif gibi diktiler savaşta, Vav gibi eğildiler zaferde.
- Çağladılar akarsuları akıttılar Bahr-ül Fuad’a.
- Önce kalpleri feth ettiler. Kılıç yerine kalem oldular, kalkan yerine kitap oldular, mızrak yerine mızrap oldular gönül sazlarına.
- Yanık ney oldular sufinin meşkine.
- Itri oldular, nağme nağme fethettiler gönülleri.
- Aşık oldular, aşk ile mısra mısra dirilttiler zihinleri.
- İbni Sina oldular, ruhlara şifa, dertlere derman verdiler.
- Koca Sinan oldular, Süleymaniye’ye kubbe, Selimiye’ye minare yaptılar bin yıl yaşadılar.
- Kılıç ehli olmadılar sadece, top tüfek kurmadılar en önce, mancınıkla attıkları ateş topu değildi evvala.
- Aşk vardı ‘El Vedud’ dediler. Muhabbet vardı, zarafet vardı ‘El Halim’ dediler. Dua vardı, zikir vardı ‘Ya Rahman’ dediler.
- Diz büktüler, boyun büktüler, hürmet ettiler, ayıpları görmediler ‘Ya Settar’ dediler.
- Irk bilmediler, mezhep bilmediler, ayrılık bilmediler.
- Önce bunlar fethetti diyarları, evleri, ocakları, bucakları.
- Önce insanı fethettiler, sonra kaleleri.
- Dereleri, ırmakları, akarsuları durmadı denizlere ulaştı, dalga dalga vurdular surlara.
- Karayel oldular, poyraz oldular estiler boğazlarda, haliçlerde, hisarlarda.
- Gürlediler ‘Ya Melik’, ‘Ya Allah’ diye.
- Fatih oldular, fethettiler Konstantiniye’yi.
- Irmakları akrasu, denizleri derya oldu.
- Barbaros oldular, Piri Reis oldular keşfettiler ummanı.
- Duaları, niyazları kabul oldu. Nice fetihler böyle nasip oldu.
- Tohumları fide, söğütleri çınar oldu.
- Osmanlı böyle doğdu.
- Osmanlı ruhu böyle yaşadı, yaşattı.
Çağ açıp çağ kapatmak değildi mesele. Sadece şehirlerin efendisini fethetmekle kazanmadı Fatih ünvanını. Aynı zamanda gönülleri de fethetti. En önemlisi her daim adaletle hükmetti. Hz. Allah razı ve memnun olsun.