Aşk nedir?
Aşk, içinde zıtlıkları barındıran başlı başına tutku dolu bir duygudur. Mantık
aranmayan, kavuşmayı beklemeyen, acının dibindeyken bile hala sevmeye devam
edebilen bir yüreğin solumasıdır.
Aşkın tanımı
Öyle karmaşık duygular bir aradadır ki; ne kendini tanıyabilirsin ne de yaptıklarına
anlam verebilirsin. Aşk her zaman bahar getirmez. Bazen kışı yaşatır güneşin altında,
bazen de cayır cayır yakar seni buzla kaplı bir dağın başında.
Aşık olunca neler olur?
Karşımızdakinde en çok sevdiğimiz şey bizde eksik olan yanlardır. Kimi sevmeyi kimi
de sevilmeyi özler. Birini sevmeyi özlemek kana kana su içmek gibidir. Bir “canım”
dersin, canın çıkacak sanırsın. Birini özlemeyi özlersin. Kimsenin göremediğini sen
gördüğün için bir başka güzel gelir her şey sana. Saçının telinden, parmak ucuna
kadar her şeyi bir bütündür artık hafızanda. Hiçbir şeyi batmaz, uzaklaştırmaz seni
kendisinden. Hiç olmadığın kadar dinç, olmadığın kadar hoş hissedersin kendini. Bir
ilacın kana karışmasında gösterdiği etki gibi damarlarında dolaşmaya başlar.
Kimseye olmadığın kadar samimi ve açık olursun. Dünyanı paylaşırsın bir avuç
mutlulukla. Hiçbir maddi şeyle ölçülemez verdiğin değer. Ne sen kalbine söz
geçirmek istersin ne de kalbin vazgeçmek ister bu sevdadan. Ne kalır ne gider, ne
başlar ne biter… Yere çakılacağını bile bile yine de durduramazsın akıp giden hissini. Oysa hikaye hep aynıdır. Kabul etmesek dahi, çocuksu bir hayaldir aşk…mümkün ve imkansız
tezatlığında yaşar.
Sebahattin Ali gözünden aşk
Kürk Mantolu Madonna’da aşk
Kürk Mantolu Madonna’ da ne kadar derin anlatılmıştır aşkın efsane yönü: “Benim
beklediğim aşk başka! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti
bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün
vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet
edilemez bir istemek!
Çoğu kez de sevdiğimiz kişiyi tanımayız. Görmek, dokunmak, duymak gerekmez
aşkta. Aşk, yürekte başlar ve zihinde biter. Tutku dolu aşk duyulan kişiye aynı
zamanda nefretin de en kralını hissedebiliriz. Nefret ile aşk birden kardeş olurlar.
Aşk, kendini garanti olmayan bir şeye adamaktır. Her şeyinden biraz feda etmektir.
Uykundan, ilginden,üzüntünden,hayatından,işinden, memleketinden…
Öfkeye dönüşen bir duygu olmasıyla da ünlüdür aşk. Bir şekilde ziyan olmaya
mahkumdur. Aşk olmasının da özelliği budur. Haksızlıkla, acıyla, ihanetle bitmeyen
kaç aşk vardır. Seyirliktir bizdeki aşk. Çakırkeyf olan yürek ayılmaz o vakitten sonra.
Akşam gözlüdür çünkü sevdamız. Karşıladığın gibi yolcu edemezsin aşkını. Sadece
susarsın. Yutarsın yediğin her darbenin o acı tadını. Dudağının kenarında kalan kanı
şarap olarak gösterirsin. Ne önemi vardır artık şahısların. Sen aşkınla baş başa
kalmışsındır. Yüreğinin soğuması için bir damla suya muhtaç olursun. Sureti hiç
kaybolmayan biridir oysa seni üzen. Dar ağacı olmuştur artık, parmaklarını çocuk gibi
sevdiğin kişinin eli. Artık aşk, bencillik, nankörlük olarak iade edilir sana.
Kavuşamayınca Aşk…
Sevdiğine ulaşamadığında deliren kişi kıvırmaya başlar yavaş yavaş. “İnsan olarak, arkadaş olarak seni merak ediyorum” demeye başlar ki o an parçalanan bir yürekte
kanamaya başlar aşk. Yalanın bu kadar dibi de sevilir mi diye…İhtiyacın olduğunda
benden başkasına gitme diyen kişi ilk arkasını dönen kişi olmuştur. Salın nefreti
karşıya, size dürüst yanı kalsın. Aşk biraz utanma ister, biraz mahcubiyet.
Her şeye rağmen demek o kadar anlam yüklüdür ki. Bundan sonra aşk tek kişiliktir. O
sadece sizin aşkınız olarak kalır. Kutlamak istiyorsanız bir şeyi o da sevme şekliniz
olsun. Hiçbir kötülüğün, art niyetin değmediği, sadece yanında olmanın yettiği,
sarılmanın dünyaya bedel olduğu aşk sizin aşkınızdır.
Tebrik edin içinizdeki aşkı. Her şeye rağmen; onca yaraya, ihanete, bencilliğe
rağmen lekesiz olarak kalabildiği için. Mutlaka bir iz bırakacağını bile bile sen
istemişsen bu yarayı, gururla da taşımalısın her şeye rağmen. Bazen bir hüzünlü
bakış, alıp götürür tüm öfkeni. Bırak su gitsin kumu kalsın sana. En güzel bakışı,
sıcaklığı kalsın zihninde. Elmas gibi sakladığın bir sakız kutusunda kalsın aşkın.
Herkese göre değildir böylesini yaşamak. Kimsenin anlamasını bekleme saçma
buldukları, bazen suçladıkları duygunu. Kendine verdiğin hesap en ağır olanıdır
unutma!
Tebrik et kendini. İyi ki aşık olmuşum. Aşk en yüksek özgürlük biçimidir. Tüm varlığın
birden gereklilik kazanır. Rastgele yaşadığın hayatına anlam yüklenir. Tüm gücünle
karşı koysan da bir yerlerde, kalır yaşanmışların rengi ile çektiğin bedelin etkisi.
Kadın ya da erkek olman fark eder mi? Aynı yerden vurulunca. Gerçek aşk bir arada
olmak mıydı gerçekten? Bir arada olunca biten şey neydi peki? Zamansızlıkta
yaşanan, kuralsızlıkla beslenen, yalanla büyüyen, hayal kırıklığı ile son bulmak
zorundadır. Belki de aşk budur…