Bir Süleyman Şah hikayesi
Refik Halid Karay Süleyman Şah’ı şöyle anlatır mısralarında
“Bana yol vermedin, fakat kabilem senden daha büyük sular üzerinden aştı, Tuna’yı atladı, Nil’den geçti. Onun Akdeniz’e hükmettiği ve Karadeniz’i kucakladığı devirler bile oldu…Bütün o haşmetli günler artık tarihtir, biraz serap, biraz hayaldir.
Bunlarla övünmüyorum, avunuyorum ve sana hiç küskün değilim, bilâkis minnettarım, zira ey sevgili Murat Çayı, sen bugün benim küçülmüş fakat kuvvetleşmiş vatanımdan fışkıran ve bana neslinin selâmlarını, hürmetlerini getiren bir mübarek vasıtasın. Bırak, ırkımın hasretine susamış yanık bağrıma suların serinlik ve teselli versin!” diye yazacak, bu cümlelerin ardından da “Süleyman Şah’ın heybetli gölgesini, ay ışığı altında Fırat’a eğilip bir avuç su alarak iştiyakla içerken görüyorum”