Borçlardan nasıl kurtulabilirim? Borçlarımı nasıl ödeyeceğim, borçlar biter mi?
Sürekli bu sorularla boğuşuyor işin içinden çıkamıyorsanız bu kitap tam size göre. Bu kitabı okuduktan sonra emin olun borçlara, paraya ve hayata olan bakış açınız değişecek. Bazı kitaplar için “okuyun hayatınız değişecek” denir. Ayhan Özden’in Borçtan Kurtul Allah Aşkına kitabı da o kitaplardan biri.
Borç ödeme, borçlar nasıl ödenir, borçlardan kurtulma teknikleri
Önsöz ‘üyle birlikte bizimle aynı sıkıntıları yaşayan biri olduğunu hissediyorsunuz. Kitabına, borç batağına saplanmış, “borç denizinde yüzmüş olan ve borçlarından kurtulmak isteyen milyonlarca insana adanmıştır.” diye başlıyor yazar. Borçlu bir hayat sürmenin acılarını çekmiş, borçlar yüzünden hepimiz gibi bir çok sıkıntıya girmiş. Yaşadıklarından öğrendiklerini yani borçlardan kurtulma yöntemlerini borçları ödeme tekniklerini maddi ve manevi yönüyle tek tek anlatmış.
Bu kitaptaki sırlar, benim şimdi keşfettiğim şeyler değil! Hatta bazılarını sen zaten biliyor olabilirsin. Birçoğu, doğal olarak senin hafızanda bir yerlerde! Bu kitapta paylaştığım özgün teknikler, seni de istediğin borçsuz hayata kavuşturacak.
Kitapta anlatılan tekniklerin hepsi yazar tarafından bizzat gerçek hayatta uygulanmış ve borçlarından kurtulmuş. Yazar kitabın girişinde şunu diyor:
Borçtan Kurtul Allah Aşkına kitap yorumu
Gerçekten de bu kitabı okuduktan sonra
– Bu borç bitmez! – Git başımdan bu borç ödenmez! – Borçların bitmesi imkansız! Ödenemeyecek büyüklükte borcum var! dediğiniz borçlarınızı ödemeye karar verebilir, çok kısa bir süre sonra borçlarınızı ödemeye başladığınızı görebilirsiniz. Yeter ki niyet edin ve kitapta anlatılan ve bazılarını zaten bildiğiniz borçtan kurtulma yöntem ve tekniklerini uygulayın.
“Borç yiğidin kamçısı evet ama yiğidin ölümü de o yediği kamçılardan oluyor.” Münir Arıkan çok naif bir şekilde ifade etmiş borcu. Türk Dil Kurumu borcu: Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey diye tanımlıyor. Bu kitap, ilk okul 4.sınıflar’dan itibaren, bölüm bölüm ders kitabı olarak okutulmalı diyor. Gerçekten de borçlu bir millet olmaktan kurtulup tasarruf etmek istiyorsak küçük yaşta borç eğitimini çocuklarımıza Borçtan Kurtul Allah Aşkına vb. kitaplarla vermemiz gerekiyor.
Bu kitap gerçek bir hayat hikayesinden alıntılanmıştır
Ayhan Özden kendi borçlarını nasıl ödediğini tecrübelerini anlattığı için böyle bir başlık atmış kitabında. Yazar, millet olarak borçlu olmak küçük yaşlardan itibaren bize normal bir şeymiş gibi gösterildi. Gençlik yıllarından itibaren alıştırılıyoruz. Biraz büyüyünce borçlara bağımlı hale getiriliyoruz. En büyük problemimiz bu diyor. Gerçektende başımızı iki elimizin arasına alıp düşündüğümüzde çevremizde herkes borçlu. Borçlu olmamak normal değil gibi geliyor. Halbuki durup düşündüğümüzde borçlu olmadığımızda veya borçlarımızı bitirdiğimizde duyduğumuz iç huzur maddi, manevi refah aslında olması gereken bu. Lakin ne ailede ne de ilk öğretimden itibaren okullarda öğretilmez.
Borçsuz ve zengin yaşamanın sırrı, gelirinizin ne kadar yüksek olduğu ile alakalı değil, esas olan gelirinizin ne kadarını doğru değerlendirdiğinizdir” – Robert Kiyosaki
Borçlardan kurtulma yolları
Ayhan Özden kitapta bu durumu şöyle açıklıyor: “Bu cümleden sonra sesini duyar gibiyim! Daha fazla kazanıyor olsaydım tabii ki borcum olmazdı, hepsini kapatırdım! Ben de kitabı okurken aynı şeyleri aklımdan geçirmiştim. Ne yazık ki durum hiç bir zaman böyle olmuyor! Bana inanmıyorsan senden daha fazla kazandığını düşündüğün bir arkadaşına sor bakalım! Ne kadar borcu var? Haklı olduğumu göreceksin. Ben, yakınımda zengin olduğunu düşündüğüm birçok kişiye sordum ve neredeyse tamamı borçları için en az benim kadar stres altındaydılar.” Aslında düşündüğümüzde içinde bulunduğumuz durumu açıkça gösteriyor.
Bildiğimiz ama uygulamadığımız basit borçlardan kurtulma yöntemlerini o kadar net açıklıyor ki… Mesela aşağıdaki yöntemler
- Az-çok tüm borçların(kredi kartı, banka, elden, çek, senet vs) listesini çıkar.
- Erken toplu ödemelerde ne kadar faizden kurtulacağını hesapla.
- Toplamda kredi kartı veya kredili borçların ne zaman biteceğini öğren.
- Ödeme planını yap ve zaman çizelgesi çıkar.
ile kişi ilk kez gerçekte toplam ne kadar borcu olduğunu öğreniyor. Ne zaman biteceğini biliyor. Böylece bunu yapmakla bile içinde borçlarını ödeyeceğine dair hedefi koyarak ümitle, heyecanla işlerine sarılıyor.
Allah’ın izniyle borçlar bu kitapla bitecek
Kavanoz yöntemi, latte etkisi, ve sizi harakete geçirecek borçlarınızı ödemenize yardımcı olacak müthiş teknikler Borçtan Kurtul Allah Aşkına kitabında.
Bu kitap öyle bir hazine ki tıpkı bir öğretmen gibi. Nasıl ki bir sınavda başarılı olmak için önce o dersi tanımanız, iyi öğrenmeniz gerekiyor. Ayhan Özden de borçların ne olduğunu nasıl başa çıkılacağını A’dan Z’ye öğretiyor. Aynı zamanda borçları ödememize yardımcı olacak pasif gelir dediğimiz (blog yazma, e-ticaret sitesi kurma, online kurs verme, youtube, otomat, gayrimenkul, affilate, yazarlık, arabanı, evinin odasını kiralama, kullanmadığın eşyaları sat/kirala) gibi ek gelir oluşturabileceğimiz yeni iş fikirleri de veriyor. E-ticaret mesleğim olduğu için bu bölüm dikkatimi çekti. Şöyle bir cümlesi var:
Bu Ayhan Özden’in sadece fikir vermek için yazmadığını aynı zamanda bu konuda uzmanlığı olduğunu da gösteriyor.
Kitapta yer yer vücut ve beden sağlığımız için çok faydalı tespitler ve bilimsel açıklamalar var.
Kızdığımızda beynimizde ruhumuzda oluşan hasardan haberimiz yok. Beyin vücudun her yerine negatif sinyaller gönderiyor. Damarlarımız daralıyor. Kalbi direk etkiliyor. Borçluyken, hayata ve insanlara karşı toleransımız düşük oluyor. Herkese ve her şeye kızmak istiyoruz. Yaşadıklarımızın sorumlusu onlarmış gibi geliyor! Yazarın söylediklerini sokakta, trafikte, iş yerinde, evde sürekli yaşandığını görüyoruz. Borçların önce bireyler sonra toplumlar üzerinde olumsuz birçok yönü var.
Şükreden insanlarlar daha az doktora gidiyor. Evliliklerindeki problemler azalıyor. Eşleriyle aralarındaki sevgi, muhabbet artıyor. Şükreden insanlar materyalist olmaktan çıkıp manevi bakış açısı kazanıyor. Sağlıklı yaşama, egomuzu yenmemize, kıskançlığı azaltma, kendimize güvenimizin artmasına, uyku kalitemize kadar şükretmenin sayısız faydaları var.
Kitapta dinimizin temelinde var olan şükretmenin bilimsel yönüne değinilmiş. Bu konuda Dr. Wayne Dyer ve British Journal of Social Psychology’nin yaptığı çalışmalara da yer verilmiş. Özellikle duâ ile ilgili yazdıklarını okuduktan sonra manevî hayatınıza olan bakış açınız değişecek. Duâ ve rızıkla ilgili şu ifadeler çok hoşuma gittiği için aynen alıntılıyorum:
Ben sıkıntılı durumumu rabbime açmadıkça, sıkıntım sürekli içimde büyüyen bir alev topu gibi beni yakıyordu. Ben dua etmediğimi zannederken benim her gün tek duam “borçlu yaşamamak” oluyordu. Çünkü Hz. Allah bize şah damarımızdan daha yakın değil miydi?
“Rızkını dert etme. Çünkü o seni, senin onu aradığından daha çok aramaktadır.”
-Abdülkâdir Geylâni hz.
“Bizler rızkımız üzerinde dert ve tasa içerisine girdikçe, borçsuz yaşamakla ilgili çözüm üretecek kapasitemizi devre dışı bırakıyoruz.” Bu söz beni oldukça etkiledi. Bir an düşündüm. Borçlarımı nasıl ödeyeceğimi düşünmekten ek veya yeni hangi işi yapabilirim, çevremdeki rızık fırsatlarını kaçırıyordum.
Bob Proctor’un her gün yaptığı bir ritüel var. Cebindeki not defterini günde beş vakit çıkartıyor ve üzerine yazdığı hedeflerini, temennilerini, isteklerini okuyor. Bu tekniği hayatını değiştiren kitabın yazarı Napoleon Hill’den öğrenmiş ve neredeyse 50 senedir her gün günde 5 kez bu ritüeli yaptığını söylüyor.
Ayhan Özden’in kitabında örnek verdiği durumun dünyada popüler bir çok psikolog, yaşam koçu tarafından uygulandığını biliyoruz. Günlük meditasyonlar, yogolar, stresten arınmak için düşünme seansları vb. aslında hepsi bizim dinimizin direği olan 5 vakit namazda var.
Bilimsel olarak abdestte yıkanan tüm organların dinlendiği kanıtlanmıştır. Abdest vücudun mikropların en fazla temas ettiği uzuvları temizler. Su ile birlikte düzenli olarak yapılan haraket dolaşım sistemini düzenler. Su sıcaksa damarlar genişler, soğuksa daralık bu damarları haraket ettirdiği için damar sertliğini önler. Su ve çıplak ayaklarla vücuttaki statik elektrik atılır. Böylece psikolojik olarak rahatlık verir. Ağız ve burun yollarındaki tozu, mikrobu yıkamakla temizler. Ateş varsa soğuk suyla alınan abdest ateşi 1-2 derece düşürür. Ferahlamamızı daha rahat nefes almamızı sağlar. Başın meshedilmesi, kulakların temizliğiyle uyarılan organlar yorgunluğu azaltır. Yüzün yıkanması cildi temizler. Baştaki ağrıyı azaltır. Abdest sonunda uyuklama biter, öfke, snir ve gerginliği alır, tansiyonu düşürür. Bunlar sağlıkla ilgili kazançlar.
Abdest ile başlayan duâ ile biten günlük 5 vakit namazla insan hem manevî hemde maddî borçlarından kurtulmuş oluyor. Kitabın son kısmında bu konulara değinilmiş.
Bağış, Yardım Fonu, Hayırseverlik, Sosyal Yardımlaşma
Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in hayatı boyunca yaptığı 28.000.000.000 milyar dolar lık bağıştan örnek vermiş Ayhan Özden ve çok önemli bir konuya değinmiş. Demiş ki: “Borçlu olduğum zaman içerisinde, okuduğum çoğunlukla yabancı menşeli kitaplarda bağış yapmanın, yardıma muhtaç olanlara yardım etmenin, karşılıksız verme eyleminin ne kadar güçlü olduğundan bahsederlerdi. Mutlu ve refah içinde yaşamanın sırlarını anlatan bu kitaplarda, paranızın verdikçe çoğalacağına, mutluğunuzun karşılıksız iyilik yaptıkça artacağına dair birçok örnek vardı. Kitapta örnek verilen bir başka isim Warren Buffet. 2012’de serveti 44 milyar dolarken, 3.1 milyar dolarını bağışlayan Warren dedemizin 2013’te serveti 53.5 milyar dolar oluyor.
Bir örnekte biz verelim: Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ve çocuk doktoru eşi Priscilla Chan çocuklarının yaşamı boyunca Facebook hisselerinin %99’unu gelecek jenerasyonlara daha iyi bir dünya bırakmak adına bağışlayacaklarını açıkladı. Bu arada Facebook hisselerinin %99’u 45 MİLYAR DOLAR gibi bir rakama denk geliyor. Bağış yaptıkça artan bir servet. Güncel servetine forbes’ten bakabileceğiniz Zuckenbergler’in şimdilik serveti 70 milyar dolar.
Bu hepimize İslâm dininde 1400 yıldır var olan zekatı hatırlattı değil mi? Birine karşılıksız yardım yaptığınızda hissettiğiniz iç huzuru, mutluluğu hangi mal verebilir? İhtiyacı olan birine riya(gösteriş) etmeden onu kırmadan karşılık beklemeden bir yardım yaptığınızda dünyalar sizin olur. Başka hiçbir şey onun size verdiği sevinci, enerjiyi veremez. İçin içinize sığmaz. Kendinizi kuş gibi hafiflemiş hissedersiniz. Sorumluluklarınızı ve mesuliyetlerinizi yerinize getirmenin verdiği haz anlatılmaz yaşanır.
Bağış yapacak param yok!
Yaklaşık 1200 yıl İslâm Coğrafyasında var olan insanların refah, huzur ve mutluluk içinde yaşamasına vesile olan ibadet zekat. Malesef günümüzde zekat vermeye yükümlü olup vermeme, yıllık zekat miktarını gıdımı gıdımına hesaplama, borçları bahane etme vb. nedenlerle zekatı, sadakayı, fitreyi unuttuğumuzdan İslâm dünyası ve müslümanlar içinde bulunduğumuz haldeyiz. Halbuki yardım/bağış/sadaka/fitre için çok paranız olmasına gerek yok. 10 TL’ye bile ülkemizde fakirlere yemek, elbisesi olmayanlara giysi, eğitim imkanı olmayanlara burs yardımı yapabileceğiniz güzide yardım kuruluşları var. 25-50 TL’ye Afrika’da suyu bile olmayanlara su kuyusu, yiyecek ekmeğe muhtaç olanlara ekmek ve temel gıda yardımı yapabileceğiniz yardım kuruluşu imkanları var. Karşılık beklemeksizin bağış yapan, yardıma muhtaç insanlara yardım eden ihtiyaçlarını gideren insanların diğerlerine göre psikolojik olarak daha huzurlu.
Kitapta en çok dikkatimi çeken konulardan biri de dedikodu, gıybet, ve başarı arasındaki ilişki oldu. Erkeklerin dedikodu yapması ve dini olarak dedikodu ile ilgili fevkalade tespitler var.
Dedikodu ve Gıybet nedir?
Dedikodu sadece İslâm dininde değil, bilim adamları ve batı dünyası tarafından da kötü bir davranış başarısızlık ve borçlu hayatın sorumlusu olarak görülüyor. Amerika’da zengin bir aile, tanıdıklara, hiçbir üniversite eğitimine sahip olmadan sıfırdan milyon dolarlık zengin olan Brian Tracy’e “Zengiliğinizin ve başarınızın sırrı nedir” diye sorduklarında cevabı manidar.
Herkes “Çok çalışmak, disiplinli olmak, parayı doğru yatırımlara yönlendirmek”gibi şeyler beklerken, onun cevabı
“Dedikodu yapamamak başarıya ve refah dolu bir hayata giden yolun en büyük sırrıdır” diyor. – Brain Tracy
“Ben borçlu bir insanken tek yaptığım şey, katlanamadığım birçok insan hakkında sürekli arkadaşlarıma yakınmaktı.(dedikodu) Vaktimin diğer kısmını da, neden borçlu olduğumu düşünmekle geçiyordu. Dolayısıyla çalışmaya, üretmeye, yeniden başlangıç yapmaya fırsat kalmıyor. Neden ben de borçsuz ve refah içinde yaşayan o insanlar gibi değildim? Birçoğundan daha iyi karakterli olduğumu düşünürdüm. Egom(nefsim), onlardan daha iyi olduğumu düşündürürken, borçlu bir hayat sürmeye devam ediyordum. Sürekli birilerini ya da bir şeyleri eleştirirdim.
“Borçsuz ve refah dolu bir hayatın en büyük sırrı, dedikodudan uzak olmaktır. Sadece dedikodu yapmamak değil, dedikodu yapılan yerlerde bulunmamak, oralarda olmayı tercih etmemek gerekir.” – Brian Tracy
Brian Tracy dedikodu yapmayı bıraktıktan sonra hayatındaki değişikliği şöyle özetliyor:
Negatif, olumsuz düşünen, her şeye söylenen, insanlarda sürekli kusur bulan Brian gitmişti.
Benim için kitabın en can alıcı yeri burasıydı. Başarının sırrı olan bu cümleleri bir kağıda yazıp sürekli görebileceğim bir yere astım. Dedikodu ve borçları, başarısızlığı düşünmeyi bırakabilirsek Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz bir şey yok. Borçlar, sınavlar, işler teker teker yoluna girecek.
Dedikodu yaparsak ne olur?
Dedikodu deyince akla nedense önce kadınlar gelir! “Erkek adam dedikodu yapar mı ya” diyorsan. Cevabım, “Bal gibi yapar.” “Duydun mu Can’ın işler kötüymüş! Batmış diyorlar! Ercan’ın kardeşi her gün iddia oynuyormuş. Yeni gelen arkadaş biraz fazla yalaka geldi bana” gibi biz erkekler gün içinde kadınlardan çok daha fazla dedikodu yaparız. Lakin adını dedikodu koyamayız. Bunun adı dedikodudur.
Dedikodu, Gıybet dinimizce katiyyen yasaklanmıştır.
“Söylediğin şayet onda varsa, onu gıybet etmiş bulunursun! ve eğer onda yoksa ona iftira etmiş “olursun! – Hz. Muhammed Mustafa Sallahu Aleyhi Vesellem
Arapça gıybet(dedikodu) başkası hakkında, arkasından yapılan konuşmalara denir. Konuşulanlar o kişi de olsa bile dedikodudur. Birisi “Dedikodu yapıyorsun” dediği zaman “Kardeşim, benim yaptığım dedikodu değil ki, gerçek! Gelsin yüzüne de söylerim aynısını” gibi sözlerle gıybet etmekten, dedikodu yapmaktan kurtulamıyoruz. Hz. Peygamber efendimiz sav’e boyu kısa olan birinin arkasından “falancanın boyu kısadır” diyen birisine efendimiz: “bu sözün denize atılsa denizi bulandırır ve kokutur. Televizyonlarda, kadın programlarında, bayanlar arasında normal gösterilmeye çalışılan “dedikodu yapmak – gıybet etmek” hem çok ayıp hemde günahtır. Zira o kişinin arkasından hoşnut olmayacağı şeyler söylüyorsun. Hz. Allah Hucurât suresi 12.ayetinde “Ey iman edenler, zannın birçoğundan kaçının! Çünkü bazı zanlar suçtur! Birbirinizin kusurunu araştırmayın! Kiminiz de kiminizin dedikodusunu yapmasın. Sizden herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz!” buyuruyor. Yine efendimiz sav. “Kıyamette bir kimse, sevap defterinde, yapmadığı ibadetleri görür. Bunlar seni gıybet edenlerin, dedikodu yapanların sevaplarıdır.” Hadisi Şerif
Meditasyon, Yoga, Dinlenme, Ruh Temizleme, İç Huzur, Derin Düşünme, Pozitif Düşünme ve Pozitif Enerji, Doğrulama ve Olumlama
Japonya, Çin, Hindistan yani uzak doğu kaynaklı mistik bir çok rahatlama tekniği(Meditasyon, Yoga, Dinlenme, Ruh Temizleme, İç Huzur, Derin Düşünme) var. Bunların bazılarını Batılılar ve Avrupalılar da kullanıyor. Popüler hale gelmesi de bundan sonra oldu.
Meditasyon, Yoga, Dinlenme, Ruh Temizleme, İç Huzur, Derin Düşünme vb. mistik rahatlama teknikleri nedir?” Wikpedia ve bilim adamlarının söylediklerine göre meditasyon: Batı dilinde “derin düşünme” anlamına gelmekte olan bir terim olup, sözlüklerde, “kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad” olarak tanımlanır.
Meditasyondaki daha yüksek şuuru deneyimleme tekniklerine yoga adını verilmektedir. Sanskrit dilinde yoga kelimesi pek çok anlama sahiptir; “kontrol etmek”, “boyunduruk altına almak” veya “birleştirmek” anlamına gelen Sanskrit “yuj” kelimesinden türemiştir. “Kavuşma”, “bir araya gelme”, “birlik”, “karşılaşma” ve “yöntem” olarak çevrilebilir. Yoga uygulayan veya yoga felsefesini takip eden kişiye yogi ya da yogini adı verilir. Hindistan kaynaklı fiziksel ve zihinsel disiplinleri tarif etmek için kullanılan bir kelimedir. Aynı zamanda Hinduizm, Budizm ve Jainizm’de çeşitli uygulamalara da yoga adı verilmektedir. Hinduizm’de 6 felsefe okulunda biri yoga olarak kabul edilir.
Aslında yukarda okuduğunuz tüm bu felsefeleri bir araya getiren hepsinde var olan şey: iç huzur, sükûnet, bir araya gelme(cemaatle namaz) kavuşma(rabbine) namaza yönelme, kontrol etmek(nefsi) boyunduruk altına alma İslâm’da 5 vakit namazda var.
Yazar, başarılı olan insanların kendilerine yönelmek, streslerinden kurtulmak, huzurlu ve refah dolu bir yaşam sürmek için meditasyon adı altında bazı çalışmalar yaptığından bahsetmiş. %99’u müslüman olan ülkemizde meditasyondan, yogadan çok daha güçlü bir tekniğe günde 5 vakit kılınan “namaz” a sahip olduğumuza vurgulamış. Müthiş tespit yapmış. Hatta latife yapmış; Tony Robbins, Bob Proctor, Napoleon Hill gibi kişisel gelişim uzmanları, yaşam koçlarını, başarılı girişimcileri, mentörleri gizli müslüman olarak tanımlamış 🙂 Aslında, tüm bu meditasyoncular, yogacılar, iç huzur, dinlenme, ruhu temizlemeye çalışan mistik rahatlama tekniği kullananlar taklit yaptıklarının farkında değil. Ne diyelim Hz. Allah hidayet nasip eylesin. Bir gün inşallah rabbim onlara İslâmı araştırıp gerçekle hakikatle, namazla yüzleşmeyi nasip eylesin…
Peygamberimizin bir hadis-i şerifiyle konuyu bitirelim:
Namaz marifet(bilmek) nuru, imanın aslı, duaya icabet edilmesine, amellerin makbul olmasına, rızıkta berekete, bedenin rahata kavuşmasına sebeptir.
Hadis-i Şerif
Kitabın sonunda maddeler halinde yer verdiği pratik borç azaltıcı yöntemleri duvara asmalı.
“Borçtan Kurtul Allah Aşkına kitabından altın değerinde nasihatler” Cüzdanında not olsun: “Buna gerçekten ihtiyacım var mı?”
Birden fazla kredi kartın varsa, diğer hepsinin borçlarını yapılandır ve kesip at. Çok gerekiyorsa tek kredi kartı kullan.
Acil durumlar kumbarası oluştur. Beklenmedik harcamalar çıktığında parayı burdan kullan.
Dışarıda yemek yeme, dışardan hazır yemek söyleme. Evde yemek yap.
Eğlence için aile, akraba, arkadaş, dost ziyareti yap. Uzak akraba düğünlerine git. Eğlence için para harcamaya son ver.
Gelecekte yapabileceğin büyük harcamalar için önceden takvim çıkar. Harcama zamanı geldiğinde hazırlıklı olmuş olursun.
Elbiseye ihtiyacın yoksa sadece güzel diye yeni bir elbise alma. Önceki aldıkların sana çok yakışıyor. Yıllık 1.000 ile 8.000 ile tl arasında tasarruf edebilirsin.
Mutfak alışverişini günlük veya ihtiyaç çıktıkça yap. Son araştırmalara göre haftalık ya da iki haftalık yapılan mutfak alışverişlerinde yapılan harcama günlük yapacağın alışverişten %19 daha fazla oluyor. Bu durumun getirisi yıllık 700 ile 5.000 tl arasında.
Hayatını sadeleştir. Yapmasanda olacak şeyleri hayatından çıkar. (paralı abonelikleri, işe giderken kahvaltıyı dışarda yapmak vs.)
Sabırlı ol. Borcu bir günde yapmadın. Borcun da bir günde bitmez.
Kiradaysan borçların bitene kadar daha uygun fiyatlı kiralık bir eve taşın.
Paran yoksa borç almayı bırak. Almayı çok istediğin bir şeye nakit paran yoksa eş, dost, tanıdık, arkadaş, banka, kredi kartı kullanarak alma.
İhtiyacın yoksa harcama. Zira harcarsan borç ödeyeceğin parayı ihtiyaç olmayan bir yere vermiş olursun. Sosyal statü, kendini başkalarına daha iyi göstermek için harcama yapma.
Borçlu olmak köle olmak demektir. Köle olma!
Aldığın cep telefonunu, laptop ve arabayı en az 5-7 yıl kullan. Değiştirme. Borçluysan araba, telefon almak için krediye girme. Cep telefonu ve laptop için 1.000 ile 2.000 araba için 5.000 ile 15.000 tl cebinde kalır. Ticaretini yapıyorsanız orası başka 🙂
Kahvaltını evde yap. Bu durum sadece bütçene katkı sağlamamakla kalmaz. Aynı zamanda erken çalışmaya başlayan metobolizman seni gün içinde daha enerjik kılar.
İş yerine, evde hazırladığın öğle yemeğini götür. Bunda utanılacak bir şey yok. Doğal ve organik besleniyorsun.
Üç kere düşünmeden hiçbir taahhütlü sözleşmeye girmeyin.
Benzini en uygun fiyatlı istasyondan al. Eğer arabayı sık kullanıyorsan bir yılda cebine fazladan 500 lira bırakır. Arabanı yavaş kullan. 110 km/saat hızın üzerine çıkman benzin tüketimini arttırıyor. Kullanıma göre yıllık katkısı 300 lira. Trafik kurallarına uy! kurallara uymamaktan yiyeceğin cezalar, borçuyken insana çok koyar.
Ayhan Özden sadece borçlardan kurtulmamızı sağlayacak bir kitap yazmamış aynı zamanda stresten uzak huzurlu, mutlu ve refah bir yaşam için yapılması gerekenleri anlatmış. Verdiği faydalı bilgiler, yazdığı fevkalade kitap için teşekkürler.
Kitabı güzel bir macera oldu diye bitiriyor yazarımız. “Bir kitabı okumak bir yazarı tanımaktır” diye düşünüyorum. Bu kitapta mütevazi, paylaşmayı, insanlara yardımcı olmayı seven bir gönül eriyle tanıştım. Bu kitap, borçlardan kurtulmama, birikim yapmaya teşvik eden davranışlar kazanmama vesile oldu. Başta yazar olmak üzere emeği geçen herkesten Allah razı ve memnun olsun. Kitabı okumanız maddî, manevî çok faydanıza olacaktır. Okullarda ders olarak okutulması gereken “Borçtan Kurtul Allah Aşkına” kitabını okuduysak içindekileri eşimize, çocuklarımıza okutalım, dostlarınıza, arkadaşlarınıza anlatalım ki borçsuz, tasarruf yapan bir nesil yetiştirebilelim. Kitabı okuyanlar yazının sonunda yorumlarımızla borçlardan nasıl kurtulduğumuzu örnekleriyle anlatalım ki diğer insanlara faydamız olsun. Yeni kitap incelemelerinde görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın vesselam.