Şehirlerin ve gönüllerin sultanı Sultan Mehmed-i Sâni. Onu hep siyasi hayatıyla tanıyoruz. Bugün kü yazımızda farklı yönlerinden bahsedeceğiz.
Fatih Sultan Mehmet ve Talebe Ali nüktesi
Fatih Sultan Mehmet bir gün ibtidai bir medreseye teftişe gitmiş; Sınıfın müderrisine:
— En çalışkan öğrenci kimdir? diye sormuş
Müderris,
— Ali’dir sultanım.
Fatih Sultan Mehmet
— Ali al sana bir altın Ali.
Ali
— Alamam padişahım
Fatih Sultan Mehmet
— Peki neden alamazsın?
Ali
—Çünkü akşam eve gittiğimde babama sultan bana bir altın verdi desem bana inanmaz. Koskoca padişah bir altın mı verir? der.
Ali’nin bu cevabı Fatih Sultan Mehmet’in çok hoşuna gider ve çocuğa bir kese altın verir.
Fatih ve Hocası Akşemseddin ile Nüktesi
Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:
– İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?
Akşemseddin yanıt verir:
– Ölünceye kadar.
Fatih Sultan Mehmet peder ne der, kader ne der hadisesi
Çok yaramaz bir çocuk olan II. Mehmed’e, babası II. Murad Han:
“Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz” diye çıkışır.
Mehmed’in orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan hocası Akşemseddin ise gülümseyerek şöyle söyler:
“Peder ne der, kader ne der.
Fatih Sultan Mehmet ve Adem’in çocukları
Sultan Mehmed, dışarıda gezerken, yanına gelen dilenciye bir altın verir. Dilenci aldığı parayı beğenmez.
“Aman Sultanım, koskoca padişah kardeşine bu kadar mı para verir?”
Padişah, nereden kardeş olduklarını sorunca da şöyle cevap verir:
“İkimiz de Hazreti Adem’in çocukları değil miyiz? O yüzden elbette kardeşiz.”
Sultan’ın cevabı gecikmez:
“Bu keşfini sakın ola ki başkasına söylemeye kalkma. Diğer kardeşlerimiz de pay isterlerse sana zırnık bile düşmez.”
Fatih Sultan Mehmet sadece siyasî dehasıyla değil sade yaşamı ve halkını tanıyan vatandaşıyla iç içe bir padişahtı. Hz. Allah mekanını cennet eylesin.