İnsanlar temelde saldırgan mı?
İnsanların davranışları üzerinde etki eden bazı temel etkenler bulunur. Bu etkenleri çevresel ve içsel olarak ikiye ayırabiliriz.Bu davranışlardan birisi tepki vermesi beklenen canlının önemsediği şeylerin tehlike altında olması sonucu verdiği tepki olan saldırganlıktır. Bir incelemede bulunacak olursak insanlardaki suç işleme sebeplerini ruh bilimsel olarak açıklamak durumunda kalırız.(Saldırganlık bir davranış türüdür ve her zaman suç olarak hayata yansımaz ama burada açıklama yapmak için kullanacağımız tip suç tipidir.) İnsanların suç işlemeleri ile ilgili 4 kuram mevcuttur.
Bunları içgüdüsel, duygu, boşalması , engelleme ve sosyal öğrenme kuramı olarak belirtebiliriz. Yüzeysel bilgi verecek olursak bu kuramları şöyle anlatabiliriz. İçgüdüsel kuramda isminden anlaşılacağı gibi suç işlemenin içgüdüsel yani birtakım genlerin yönetiminde olduğudur. Duygu boşalmasında biriken duyguların ani biçimde dışa vurumu olarak özetlenir. Engelleme kuramı ise bazı girişimlerin içgüdü aksine çevresel veya içsel sebepler sonucu oluşan dürtüler aracılığıyla engellenmesi sonucu suç işlenmesidir.
Sosyal öğrenme kuramında ise yapılan saldırganlık ve suç girişimlerin yetişme dönemlerinde ödüllendirilmesi ile elde edilen bir alışkanlık olduğudur. Eğer içgüdü sebepli bir saldırganlık doğru ise insanın temel biyolojisinde saldırgan olduğunu söyleyebiliriz . Bu konuyu evrimsel çapta incelemek muhtemel sonucu bulmamızı sağlayabilir. Evrim kökenli gen davranışına göre canlıların yaşamak ve üremek için yaşadığı öne sürülür. Bu durumda genlerin doğal meyili yayılma ve kendisini yaşatmaktır.
Bu durumu fizikteki enropi durumu ile çelişmediğini de görebiliriz. Kısacası genler kendini yaşatmak ve yayılmak için faaliyetlerde bulunur. Peki saldırgan olmak geni yaşatmak ve yayılmasını sağlamak için bir fayda oluşturur mu? Öncelikle yapılacak rekabetlerde genler kendilerinin hayatsal faaliyetlerini tehlikeye atıyor gibi gözükse de hayvanlar aleminde yapılan rekabetlerde çok düşük olasılıklı bir ölüm sonucu ile karşılaşılıyor. Bu da yapılan saldırganlıkların öldürmekten çok korkutmak için yapıldığı anlamına gelmekte.
Hayatta kalma konusunda mantıklı hamlelerin nasıl olması gerektiğini anlamamız için de belirli bir oranda matematikten faydalanabiliriz. Matematiksel bir açıklama yapmak istersek şüphesiz oyun teorisinin topluluk karını önde tutup bireysel kardan eksik vermesinin mantığı ile yaparız. Burada işbirliğinin ilerlemede yardımcı olması sonucunu da çıkarmaktayız. Peki insan geni matematiğin mantıklı bulduğu durumu uyguluyor mu?
İnsanlar evrimleri boyunca ( varsa ) yırtıcılardan korunmak için bir anatomik silahları bulunmamıştır.(Darwin’in görüşü ilk başlarda uzun dişlerimiz olduğu ama alet kullanımı ile bu dişlerin kaybolduğudur.).İşbirliği yapmamızın sebebi ise yırtıcı hayvanlara karşı saldırı ve savunmada daha iyi konuma gelmemiz içindir.(Bu durum günümüzde de bir topluluğun oluşmasının açıklamasında da kullanılabilir.) İşbirliği yapmadan insanlığın bu noktaya gelmesinin imkanı doğal olarak düşüktür.
Diğer bir yönden incelersek birçok eski kültür savaşçılık üzerine kurulmuştur. En başarılı sayılanlar topluluk üyelerine veya topluluk dışı insanlara karşı en saldırganlar olmuştur. Başarının getirisi de genlerin daha fazla yayılma imkanı bulmasıdır. Ayrıca bu topluluklar savaşlarında rakip insanların gen yayılımına destek verecek bireyler dışında genelde herkesi öldürmüşlerdir. Dinsel bir yorum getirecek olursak da nefsin tanımı genin kaynak olduğu yanlış davranışlar biçiminde olabilir.