İsmim Safure Kalafat;
Bu benim başımdan geçen tamamiyle gerçek bir olaydır…
Marmara bölgesinde güneş tutulması gerçekleşmeden öncesinde, İstanbul Beykoz’da akrabalarımın yanına tatile gitmiştim.Güneş tutulmasının gerçekleştiği günün gecesinde gökyüzündeki kimi yıldızların kayarak denize düştüğüne bizzat şahit oldum.O gece rüyamda iki tane yamaç gördüm bu yamaçların üzerinde evlerin olduğunu ve bu evlerin şiddetle sallanarak yıkıldığı ardından evlerden kurtulan insanların çığlıklar atarak sokaklarda koşuşturdukları gördüm.Ve üzerine beyaz bir cübbe giymiş sakallı bir dede bana burasının Gölcük olduğunu söyledi.(Gölcüğe daha önce hiç gitmedim ) Görmüş olduğum bu korkunç rüyanın etkisiyle ağlayarak uyandım.uyandığımda saat sabaha karşı 05.00 sularıydı. Yanımda bulunan teyzemin kızı ağlama sesimle uyanarak bana sorular sormaya başladı.
[neden ağlıyosun, rengin neden soldu yoksa kötü bir rüyâmı gördün ]dedi.
Rüyâmı teyzemin kızına anlatarak birlikte analiz ettik ve sonuç olarak rüyâmın gündüz konuşmuş olduğumuz güneş tutulması olayının etkisiyle bilinçaltı olarak gördüğümü düşündük.
İnsânların çığlıkları beni çok etkilediği için, gördüğüm rüyâ zamân zamân aklıma geliyordu.
Bir sonraki gün Üsküdar’ımda evime gitmek için yola koyuldum. Evimin kapısını açmamla birlikte evimde bulunan muhabbet kuşumun daire kapısından dışarıya fırlayarak apartmanın içerisinde havada uçmaya başladı.Evcimen bir kuş olduğu için ben onu çağırınca omzuma kondu.Az sonra tekrar aynı şeyi yapmasıyla yine çağırdım.
Hayatında hiç kaçmayan kuşumun kaçmaya çalışmasına çok şaşırmıştım.Ve şöyle düşündüm. Arkadaşım yemini ve suyunu vermemiş miydi yoksa kafesin kapısı kapalı mı kaldı ?
diye düşündüm.Birlikte salona girdik.Baktım ki; kapısı açık, yemi ve suyu da mevcuttu.Elime bir avuç yem alarak kuşuma uzattım. Hiç yem yemeyişi fakat çok fazla su içmesi dikkatimi çekti.
Muhâbbet kuşum da sanki bir şeylerden kormuş gibi bir tedirgin hâli vardı. Ve evin bütün odalarında sürekli olarak uçuşuyordu.
Ertesi gün akşam üzeri saat 17.00 te TRT’nin haberlerini seyretmeye başladım. Evde yalnızdım. O gün çok yoğun bir gün geçirdiğim için,yorgunluktan uykuya dalmışım.
Rüyamda tüm İstanbul’un ( evimde dahil olmak üzre ) çok şiddetli bir şekilde sallandığını gördüm Aniden kanepeden sıçrayarak uyandım Saate baktığımda 19.30 sularıydı tekrar uykuya dalmışım
Uyandığımda saat 23.30 du.
Kendi kendime sorular sormaya başladım içimde anlatılması güç bir sıkıntı vardı. Devamlı olarak evin içerisinde dolanıyordum.( Acaba deprem mi olacak, ikinci kez böyle bir rüya neden gördüm? daha önceki gördüğüm rüyalarımın pek çoğu çıktığı için, buda çıkar mıydı ? korkuyordum ) O gece hiç uyuyamadım Saat 01.00 sularında oturduğum kanepenin sallandığını hissettim Kendi kendime sordum depremi oldu yoksa ben mi öyle hissettim diye düşündüm[ sonradan arkadaşlarımdan öğrendim ki o saatte gerçekten bir sallantının olduğu gerçekmiş, çoğu kişide sallantıyı hissetmiş.]sessizliğe alışkın olan muhabbet kuşum saat 02.00 de birden bire ötmeye başladı ara ara onunla konuşuyor ve susturmaya çalışıyordum Konuşmam bittiğinde tekrar ötmeye başlıyordu geri dönüp düşündüğümde gördüğüm bu rüyalar kuşun çırpınışları hissettiğim hafif sallantı nedeniyle evden çıkıp bir yerlere gitmek istedim O anda ablamlar aklıma geldi. Onlar tatile gittikleri için öbür ablama gitmeyi düşündüm. Ablam bana çok uzak bir yerde oturduğundan ve saatte epeyce geç olduğundan ötürü çekindim. O an kendimi çok çaresiz hissettim ve ardından muhabbet kuşumu alarak sokağa çıkmak istedim.
Balkondan baktığımda sokak ıssız ve karanlık olduğu için cesaret edemedim. Sanki basiretim bağlanmış depremi evimde yaşayacaktım. Sonra deprem anına bir dakika kala balkona çıktım Gökyüzüne baktığım da gökyüzü sanki alçalmıştı ve yıldızlar çok parlaktı. Hava çok sıkıntılı ve çok sıcaktı.
Balkondan içeri girip kanepeye oturduğum anda bina korkunç bir gürültüyle sağdaki binaya [b bloka] yattığında [aman Allah’ım] dedim. Gördüğüm rüyalar çıkmıştı ve dualar etmeye başladım. O anda da kuş hâlâ ötüyordu. Bu sefer binanın tekrar geri dönerek sol taraftaki [c bloka] yattığını hissettim Binanın sağ tarafa yatması sol tarafa yatmasından biraz daha uzun süreliydi.
Sallantının şiddeti ve gürültünün sesi daha da artmaya başladı Üst kattaki dubleksin sanki yıkılmış üzerime çökeceği korkusuyla ayağa kalkıp, telaşla kapıya doğru yöneldiğim de vitrinimizin sol camının eşyalarıyla birlikte çökerek yere düşüp kırıldığını gördüm. İyice korktum dış kapıyı açmamla birlikte merdivenleri ikişer, üçer adımlarla koşmaya başladım.
( uyanın deprem oluyooooooooor uyanın komşularım! diye bağırıyor bir yandan da tekbir ve selâvat getirerek apartman kapısını açtım Sokakta kimseler yoktu çıktığımda deprem hala devam ediyordu. Toprağın çok sıcak olduğunu ve çıplak ayaklarımı yaktığını hissettim Gökyüzünün simsiyah görüntüsü ve ardından kıpkırmızı olmasının dehşetiyle ağlamaya başladım.
( Allah’ım ben neden dışarıya çıktım içerisi dışarıdan çok daha güzeldi keşke çıkmasaydım dedim! ) O anda ışıklar söndü Ardından sesler duyduğumda kendime geldim. Etrafımda toplanmış insanları gördüm. apartmanımın bahçesinde komşularımdan biri bana mum tutarak eşyalarımı almak için daireme çıkmama yardımcı oldu Aşağıya inerek komşularımla vedalaşarak Şemsi paşa sahiline indim. şans eseri bir dostumu gördüm onlarla birlikte Kadıköy iskelesindeki yatıma gittim.
Tekrar deprem korkusunu yaşamamak için, yirmi gün boyunca arkadaşımla yatta kaldım deniz üzerinde olduğumuz için depremi hissetmiyordum. Fakat; İnsanların ara ara sahile doğru akın etmesiyle artçı şokların devam ettiğini anlayabiliyordum. Bu olayı yalnız başıma yaşadığım için psikolojim çok bozuldu Bu nedenle sekiz ay doktordan yardım aldım.
Râbbim güzelim Türkiyemizi her türlü felâketlerden korusun. Amin…