Mutluluğun Kazanılması
Mutluluk, iradeli ve/veya bilinçli bir canlının temel ihtiyaçları karşılandığı (gıda-barınak-kıyafet) durumda bizatihi veya irade ile özünde oluşan istencin kendi doğrultusunda eyleme dökülmesi ile canlıda meydana gelen fizyolojik tepki ile birlikte gerçekleşen ancak fizyolojik tepkinin hakiki sebebi olmadığı (temelde mutluluk hormonları salgılandığı için mutlu değiliz , mutluluk hormonlarını salgılatacak algıya geçici sürede veya kalıcı bir şekilde sahip olduğumuz ve ayriyeten o algıya bir uyartı geldiği için mutlu oluruz. Lazarus Duygu Kuramı. )
Bireysel temel ihtiyaçlar karşılanmadığı durumda mevcut dünyada mutluluk algımızın teoride canlı kalamayacağımız sebebiyle zorunlu olarak oluşmayacaktır. Binaenaleyh mutluluk için ön şart bireysel temel ihtiyaçların karşılanması olmalıdır.
(Bireysel temel ihtiyaçların karşılanmasının gerekliliği, mutluluğun bu dünyanın ihtiva ettiği özgül(spesifik) bir hissin olması sebebinden dolayı olmayıp gözlemlenebilirliğin bu dünyada var olması sebebiyle tanımda kısıtlama yapılmıştır.)
İsteğin ne olduğunu belirleyen ise iradeli ve/veya bilinçli bir canlının beyninin karar verme yani istenç oluşum anına kadarki zamanda elde ettiği tüm verilerdir. Bu verilerin istenç oluşumunda kullanımı ise bizatihi ve irade içi olarak ayrılır. Bizatihi veri kullanımında irade olmaksızın beyin kendi kendine karar verir. İradeli veri kullanımında istenç oluşumunda hangi verilerin hangi önem sırasında kullanılacağını karar veren iradeli canlının kendisidir.( Eylem Temelleri ve Temeller Bağlamı yazımızda bu konu genel olarak anlatılmıştır.)
İnsan fıtratı gereği mutluluğu amaçlar.( Bunu güç ile sağlayacağı için güç elde etmek için güç harcar.) Mutluluk insana istediğinin kendi doğrultusunda eyleme dökülmesiyle gelir. İnsanda bir istek oluşur ve bu isteğe bağlanılır veya bağımlı olunur. Bağlanma durumunda insan isteğin kendi doğrultusunda eyleme dökülmesi için gayret gösterir ancak isteğinin gerçekleşmemesi halini bilinçli veyahut bilinçsiz bir şekilde kabul ettiğinden dolayı üzülmez. Bağımlı olma durumu ise istek insanda ihtiyaçlaşması yani insanını istediğine aşık olması (AŞK: Bilinçli bir varlığın zorunlu ihtiyaçları dışında herhangi bir şeyi varlığına tabii tutması yani ihtiyaçlaştırması durumudur.) halidir. Bu durumda istek gerçekleşmez ise insan üzülür isteğini canlılığına tabii tutması sebebiyle canlılığı tehlikeye girer. (Üzüntü sebebiyle vücutta kronik veya ölümcül rahatsızlıklar oluşabilir. ÖR/ Heparin ve histamin oranlarında düşüş sebebiyle kalp krizi… Öfke,üzüntü,kaygı… canlılığa zarar verir.)
Üzüntünün buradaki işlevi ise insanın ihtiyaçlaştırdığı isteklerini kısacası insanın noksanlıklarını görmesini sağlamak olup ALLAH ‘ın büyük bir nimetidir. Üzüntü kavramının faydasını anlamak için belli belirsiz çukurlu olan yollara yağmur yağması ile oluşan gölcüklerle yolun noksanlıkları daha iyi anlaşılabilir olduğu tahayyül edilebilir. ALLAH insanlara iki dünyada da mutluluğu kalplerinde hasıl kılmaları için kendisi dışındaki herhangi bir şeye aşık olunmaması gerektiğini ve insanın noksanlıklarını görüp onları uzaklaştırması ve mutlu olması için üzüntü ile yolu göstermiştir. İstekler ALLAH rızasını elde etme dışında bir şeye dayandırılırsa üzüntü inananlar için kaçınılmazdır. Mevcut insanlık içindeki ruhsal sorunların temeli (fizyolojik zorunluluk olanlar için geçersizdir.) bu anlatılanlardan dolayıdır.( OKB Görünen sebep : Mutluluk hormonu eksikliği Gerçek sebep : Mutluluğu elde edebilecek algı noksanlığı ki iradesel bir durum. …)
Mutluluğun Kazanılması FARABİ