Kabir azabından kurtulmak
Peygamber Efendimiz (s.a..v) hazretlerine tabi olduğun kadar;
(O Ölçü ve nisbette) senin ona tabi olduğuna hükmedilir.
Ve seninle Efendimiz (s.a.v.) hazretleri arasında, muhabbet alâkaların güçlenir, te’kid olunur.
Ve sen, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine taalluk eden şeylerin hepsiyle;
- 1- Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine salavât okumak,
- 2- Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kabr-i şerifini ziyaret etmek,
- 3- Müezzin ezânî Muhammedî okurken ona cevap vermek,
- 4- Ezanın akabinde Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine dua etmek (ezan duasını okumak),
- 5- Benzerî amelleri ihlasla yapman nisbetinde;
Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin şefaatine nail olmaya müstahak olursun.
Kabir azabından kurtuluş
Tabiinden Hasan-ı Basrî Hazretleri zamanında bir kadın, Hazret-i İmamın huzuruna gelip:
-Ya îmam!
Benim genç bir kızım vardı. Birkaç ay evvel vefat etti. Fakat onun hasretine dayanamıyorum,öldükten sonra rüyamda da görmedim. Bana bir dua öğretiniz de, hiç olmazsa onu rüyamda görüp teselli olayım, dedi.
Hasan-ı Basrî kadına lâzım gelen duaları talim etti.
-inşallah görürsün, diyerek gönderdi.
Kadın öğretilen duaların tamamını okudu.
Cenab-ı Allah’a kızını göstermesi için hayli yalvardıktan sonra, göz yaşlan ile yatıp uyudu. Uykusunda kızını gördü. Gördü ama gördüğüne de pişman oldu. Çünkü kıza öyle azap ediliyordu ki, onu görünce kadının ciğeri parça parça oldu.
Kıza ateşten bir elbise giydirmişler, şiddetli şekilde azap olunmakta idi.
-Kadın heyecanla uykusundan uyandı, sabah olduğunda da, Hazreti imamın huzuıuna tekrar çıkarak gördüğünü anlattı. Kızının bu azaptan kurtulması için ne yapması lâzım geldiğini, ne gibi hayır hasenat ederse günahlarının affedileceğini sordu.
Hasan-ı Basrî Hazretleri, ona bazı tavsiyelerde bulundu ve geri gönderdi. Fakat bir müddet sonra Hasan-ı Basrî Hazretleri kendisi bir rüya gördü. Rüyasında genç ve son derece güzel bir kız, Cennet bahçelerinden birinde altın bir tahtın üzerinde oturmakta ve etrafına güneş-gibi parlaklık saçmakta idi.
Kız Hasan-ı Basrî Hazretlerine:
-Beni tanıdın mı? diye sordu.
Hazreti imam, tanımadığını ve hangi peygamberin kızı yahut zevcesi olduğunu sual etti. Kız şöyle dedi:
-Hani sana gelip de beni görmek için senden yardım isteyen ve rüyasında azap içerisinde görünce de, tekrar size durumu anlatıp günahımın affı için ne yapması lâzım geldiğini soran kadın var ya, işte ben onun kızıyım, dedi;
Hazreti imam:
-O kadın bana senin azap İçinde olduğunu söylemişti. Ne oldu da kurtuldun o azaptan? diye sorduğunda, kız şöyle dedi:
Kabir azabından kurtulmak için dua
Ya imam!
Allah’ın sevgili kullarından biri bizim bulunduğumuz kabristandan geçti ve oradan geçerken bir Fatiha üç ihlâsla beraber üç kere de salavat getirip biz kabir ehlinin ruhuna hediye etti. işte ondan sonra, “Bu kabristanda kabir azabı çekenlerden azabı kaldırın!” diye bir nida geldi ve benimle beraber 550 kişiden kabir azabı kaldırılıp, Cennet nimetleri bize ihsan olundu, diye anlattı.
Hasan-ı Basrî Hazretleri, gördüğü bu güzel rüyayı o kadına anlatıp kızının azaptan kurtulduğunu müjdeledi ve ondan sonra bol bol Salavat-ı Şerife okumasını tavsiye etti.
Er ya da geç bugün ya da yarın kabir hayatına başlayacağız. Bizler de mümkün mertebe âhirete göç eden atalarımıza, ölülerimize mutlaka bir şeyler okumalıyız. Onların ilâhî rahmete gark olmaları için salavatlar okumalı, Kur”ân-ı kerim okumalı ve onların ruhlarına hayır ve hasenat yapmalıyız.
Kaynak :Dipnot – İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 9/350
1 Comment
Çok teşekkürler. Çok faydalı bilgilendirme olmuş.